EV/EBITDA oranı, bir şirketin gerçek değerini (şirket değeri) operasyonel kârlılığına göre değerlendirmemizi sağlayan çok önemli bir çarpan analizidir. Özellikle sektör karşılaştırmalarında, şirketin pahalı mı ucuz mu olduğunu anlamada sıkça kullanılır. Adeta şirketin piyasa değerine makyajsız, "çekirdek kârı" üzerinden bakmaktır bu.
Önce tanımları netleştirelim:
-
EV (Enterprise Value): Şirketin piyasa değeri + faizli borçlar – nakit. Yani şirketi komple satın almak istesek, cebimizden çıkacak toplam net bedel.
-
EBITDA: Faiz, vergi, amortisman ve itfa giderleri öncesi kâr. Şirketin gerçek operasyonel kârı, yani “çekirdeği.”
Formül:
EV/EBITDA=S¸irket Deg˘eri (EV)EBITDA\text{EV/EBITDA} = \frac{\text{Şirket Değeri (EV)}}{\text{EBITDA}}EV/EBITDA=EBITDAS¸irket Deg˘eri (EV)
Şimdi bunu anlatı diliyle toparlayalım:
Bir şirketin EV/EBITDA oranı ne kadar düşükse, yatırımcı açısından o kadar cazip olabilir. Çünkü bu durumda, yatırımcı daha az para vererek daha fazla operasyonel kâr elde eden bir şirket almış olur. Tıpkı bir daire alırken “kira çarpanı düşük” olanı tercih etmek gibi düşünebilirsiniz.
Örneğin:
-
EV/EBITDA = 4 ise, 1 birim operasyonel kâr için 4 birim ödeme yapıyorsun.
-
EV/EBITDA = 12 ise, aynı kâr için 12 birim ödüyorsun. Bu da daha pahalıya mal olur.
Genellikle:
-
3–6 arası: Ucuz
-
6–10 arası: Nötr
-
10+ üzeri: Pahalı (ama büyüme beklentisi varsa istisna olabilir)
Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var: EBITDA, nakit akışını gösterse de faiz, vergi ve amortismanı dışarıda bırakır. Yani şirketin borç yükü fazlaysa, bu oran tek başına yanıltıcı olabilir. O yüzden mutlaka diğer oranlarla birlikte değerlendirilmelidir.
Özetle, EV/EBITDA yatırımcının, bir şirketin operasyonel kârına göre ne kadar “para saydığını” gösteren net bir göstergedir. Özellikle aynı sektördeki firmaları karşılaştırırken çok işe yarar çünkü muhasebe politikalarının etkilerini büyük ölçüde elimine eder.